8 Mart 2011 Salı

Son Okuduğum Kitaplar

İtiraf etmeliyim ki son dönemde kitaplardan buz gibi soğumuş durumdayım. Sebebi işimi sevmemem olabilir:) Şu an bitirmem gereken 10 kitap var ama hala haftalardır elimde sürünen kitabı bitirebilmiş değilim. Kitap okumaya vakit ayıramadığım için resmen kendimden utanıyorum. Okuduklarım ise tarzımın oldukça dışında kitaplar diyebilirim. Çoğunu arkadaş tavsiyesi ile okudum ama pişman olmadım. Biraz değişiklik isterseniz buyrun.

♥♥♥

Mustafa Kutlu'ya ait 2 güzel hikaye kitabı.. Beyhude Ömrüm ve Menekşeli Mektup. O kadar yalın ve sade bir dili var ki okumayı yeni öğrenen biri bile rahatlıkla anlayabilir. Hikayeler çok çabuk bittiği için devamı gelsin istiyorsunuz ama bakmışınız ki sondasınız kafanızda kurguluyorsunuz olan biteni. Tadı damağınızda kalıyor. Bütün kitaplarını okumayı düşünüyorum ( kitap okuma şakıma yeniden kavuştuğumda:).

                                 
Mustafa Kutlu/ Beyhude Ömrüm - Menekşeli Mektup

BEYHUDE ÖMRÜM

Kitapta Kutlu'nun tabiat tutkusu, Anadolu insanının tabiata bakışı ve hayat görüşü ile örtüşmektedir. En derinde ise "fanilik" meselesine değinen metafizik bir boyut vardır. Bu da bir uzun hikâyedir.
Beyhude Ömrüm, dış yapısı itibarıyla Türkiye'deki göç olgusundan, köylerin boşalmasından, sosyal bir vakadan bahsediyor. Aslında o bir "tutku" hikâyesidir. Kahramanı kuş uçmaz - kervan geçmez - ot bitmez dağlar başında bir "bahçe" kurmak için çırpınır.


MENEKŞELİ MEKTUP

Mustafa Kutlu'nun bu kitabında üç hikaye yer alıyor: "Menekşeli Mektup", "Hacca gidebilmek" ve "Kan Üstüne Kan Damlar".
İlk hikayede psikolojik gel-gitleri olan bir postacının hazin evliliği ile, mektuplarını götürdüğü villa sahibinin eşine duyduğu platonik aşk anlatılıyor.
İkinci hikaye bir otobüs şoförünün Hac seferini dile getirmektedir. Dönüşte kaza geçiren şoföre yardım eden olmaz. En umulmadık yerden uzanan bir el onu memleketine kavuşturur. Kutlu burada ülkemiz insanının tükenmeyen merhamet ve hamiyetine vurgu yapmaktadır.
Son hikaye ünlü Sarıkamış Harekatına katılan ve Ruslara esir düşen iki Türk askerinin macerasıdır. Bunlardan biri hastalanarak ölür, öteki Sibirya'da kaybolur. 

  Kaynak

♥♥♥

Çok güzel bir kitap olduğundan şüphem yok ama bu kitabı okduğum dönemde kafam darmadağın olduğundan tek bir cümlesini dahi hatırlamadığımı itiraf etmeliyim. O yüzden tekrar okunacaklar listemde...


Nazan Bekiroğlu/ Cümle Kapısı


Kelimeyle değil, cümleyle düşündüğümü fark ettim ben. Muhal farz bile olsa "Her şeyi özetleyecek bir cümle" tutkum, mana birimimin cümle olmasından. Karmaşık cümlelerle konuşmayı sevmem, öyle düşünmemden. Başka türlü anlatamıyorum, bu yüzden mazurum ben.

Faturaların, makbuzların, ihbarnamelerin arkasına.

Mektup zarflarının, davetiyelerin, program kartlarının boşluklarına.

Peçetelerin üzerine.

Kitapların kenar sularına, kapak içlerine.

Defterlerin, sahifelerine değil kıyılarına köşelerine.

Yazılıp da bırakılmış; bilinç kendine bile hırsız, kim bilir bazıları hatırlanmış da sonradan unutulmuş bunca cümleyi bir yerden bulup da çıkarmam. Burada böyle bir kapı açmam.
Cümle kapısı: Kalbin kapısı.

Sonra, sebebi malûm sırrı meçhul, yani bana muamma, tutup bu kapıyı kapatmam.

Eğer beni okuyanla paylaşım isteği ve daha yakından tanışma beklentisinden değilse, defterimde kalan cümleden kurtulma isteğimden.

Bir şey değil, yeni bir şey söylemek için.
Nazan Bekiroğlu


♥♥♥

Güzel bir öykü kitabı... Bunu da karmaşa dönemimde okumuştum.


Sulara anlatılacak rüyalardandı. Akan sular yoktu oysa. Su yerine kâğıt yetişti imdada. Okuyanlar önce duyduysalar, "İşte budur, ben de bu rüyanın tam şurasındayım" dediler. Böyle evler görmüşler, böyle bahçelerde yitirdikleri olmuştu. Ama kapıların bu kadar kendine açık ve bu kadar kendine kapalı olduğunu henüz bilmiyorlardı. -


♥♥♥

Nihat Genç'i tvlerden hep takip etmişimdir. İlk defa bir kitabını okuma şerefine nail oldum. Çizgi roman tadında gülerek okuyacağınız içinde güzel mesajları olan bir kitap. Tek sıkıntısı Ofli dilini çözebilme zahmeti:))



Nihat Genç/ Ofli Hoca
Ofli Hoca prostat hastasıdır, polikiliniğe tedavi için gider. Doktorlar indirir muayene ederler. Ve eline bir kağıt verip yandaki odaya gönderirler. Ofli Hoca giyinir ve yandaki kapıya geçer..

Kapıdaki görevli Ofli Hoca'ya niçin geldiğini sorar. Ofli Hoca, yan tarafta muayene olduğunu, doktorların buraya gönderdiğini söyler..

Kapıdaki görevli, peki sevk aldın mı?

♥♥♥

Çok geç kalmışsın dediğinizi duyar gibiyim. Bunu ve Şeker Portakalını çok öncelerden, ortaokul yada lisedeyken okumam gerekirdi ama tembellik işte... Çok iyi bir öğrenci olmadığım için atlamışım.  Bu kitabı okumakta bu kadar geç kaldığım için kendime kızıyorum. Boşuna sinema ve tiyatroya konu olmamış bir kitap. ayrıntılı bilgileri buradan alabilirsiniz.



John Stesinbeck / Fareler ve İnsanlar
İki gezgin çiftlik işçisi olan George Milton ve Lennie Small'un Büyük Bunalım sırasında Kaliforniya'da yaşadıkları trajik olayları anlatır.


♥♥♥


Herkesin kitaplığında görünce okumalıyım dediğim bir kitaptı. Geçte olsa sonunda onuda okuyabildim. Kesinlikle kitaplığınızda bulunmalı, unuttukça okunacak bir kitap. Bir kitabı iki kere okumak huyum değil ama bu kitap kesinlikle 2-3 kez okunmalı...







3 yorum:

Stil Direktoru dedi ki...

Helal dostum sana keşke vakit bulsam kızıyorum kendime bu ara sadece wc kitapları okur moddayım .(

Yeşim dedi ki...

Helal sana ya bunların hepsini okudun mu? Kendine haksızlık etme bence :)) öperim kuzumu tavsiyelerini de not alıyorum :)

Gulos dedi ki...

Merhaba,
bıraktığın yorumlar için teşekkür ederim.Com adresin hayırlı olsun canım.Fotoğrafları görüntülemekte sorun yaşanıyor o yüzden ben yönlendirme yapmadım.Belki wordpressi yönlendiririm.

Sevgilerimle.